Okur Akademi Kitap Listesi
Burcu Kutlu Dilbaz - Osmanlı Devleti’nin Arkeoloji Politikası / Tarih
15 Ekim Pazartesi 2018, 160 sayfa
Osmanlı Devleti’nin ekonomik ve siyasi açıdan gittikçe zor bir sürece girmesi nedeniyle arkeoloji ile ilgilenilmemiştir. Bunun sonucunda da bu arkeolojik eserler yabancı araşmacılar tarafından yurtdışına kaçırılmıştır. Bu kültürel kaybı devlet, 19. yüzyılın ikinci çeyreğinde fark etmeye başlamıştır. İlk olarak 1845’de bir müze kurup, topraklarında bulunan arkeolojik eserleri burada toplamak ve sergilemek çabasına girmiştir. 1869 yılında, “Asar-ı Atika Nizamnamesi” adı ile bir arkeolojik eser yönetmeliği ortaya çıkmıştır. Böylece arkeolojik eserleri yasalar ile koruma altına almaya başlamıştır. Bundan sonra yayınlanacak 1874, 1884 ve 1906 yönetmelikleri de bu adla çıkacaktır. Yönetmeliklerde Osmanlı Devleti’nin arkeoloji politikası daha net anlaşılmaya başlanmıştır. Yani yönetmelikler Osmanlı Devleti’nin bu konuya nasıl baktığını en net gösteren kaynaklardır.
Bugün arkeolojik eserlerle ilgili uyulan kuralların temeli, Osmanlı Devleti’nin çıkardığı yönetmeliklerdir. Bu çalışma ile yönetmeliklerin içeriği ve ülke genelinde nasıl uygulandığı verilmeye çalışılmıştır. Bu da Osmanlı Devleti’nin arkeoloji politikasını açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle bu çalışmanın günümüz arkeoloji politikalarının temeline ışık tutacağını düşünmekteyiz.
57,00 TL (KDV muafiyetli)
Selda Güner Özden - Esvât-ı Sudûr (Sadrazamların Sesleri) / Tarih
05 Aralık Perşembe 2019, 160 sayfa
24 Temmuz 1908’den sonra “devr-i sâbık”ın adamı olduğu için tutuklanarak Sakız Adası’na sürgüne gönderilen Memdûh Paşa’yı Esvât-ı Sudûr’u yazmaya sevk eden düşünce, iktidarın yeni sahiplerine, eski sadrazamları anlatmak ve onlar hakkında anlatacakları şeyleri bilmediklerini göstermektir. Bir nevi İttihatçılarla eski sadrazamları kendi siyasî hatıraları üzerinden tanıştırma niyetindedir. Elbette 1908’de Kanûn-i Esâsî’nin ilanı ve meclisin açılmasıyla yeni bir devrin başladığının farkında olan Mehmed Memdûh Paşa, eski devrin devlet adamları ve tecrübelerini izaha çalışmıştır. Tanzimat ve Sultan II. Abdülhamid devrinde sadarete yükselenlerin daha önce hangi işleri yaptıkları ve sadrazamlıkları devrindeki icraatlarını anlatmak ona göre önemli bir vazifedir. Mehmed Memdûh’un eseri yazmaktaki gayelerinden biri de kendi devrinin “ahlâk ve temâyülât ve metânetin safahâtını mümkün mertebe tasvîr etmek”tir.Devleti’nin arkeoloji politikasını açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle bu çalışmanın günümüz arkeoloji politikalarının temeline ışık tutacağını düşünmekteyiz.
57,00 TL (KDV muafiyetli)
Hacer Topaktaş Üstüner - Lehistan'da Son Osmanlı Elçisi /
24 Nisan Cuma 2020, 200 sayfa
Osmanlı Devleti’nin Lehistan’a gönderdiği son elçisi Numan Bey’in elçiliği, sefâretnâmesi ve mihmandarı Antoni Crutta’nın tuttuğu günlük çalışmanın odak noktasıdır.
Bu kitapta Numan Bey’in; tek diplomatik vazifesi olan Varşova elçiliği ve onun siyasî yönleri, bir Osmanlı elçisinin Lehistan’da takip edilişi, Varşova’da geçen yedi ayın ayrıntıları, Leh sosyetesine uyma çabaları, sefâretnâmesi ve sefâretnâmesine yansımayan yada yansımasını tercih etmediği tarafları sunulmakta, kraliyet ressamı Marcello Bacciarelli’nin çizdiği portresine, Topkapı Sarayı Müzesi’nde hali hazırda teşhir edilen, Leh kralının Osmanlı sultanına hediyesi yemek takımına, gazetelerin popüler figürü olarak Lehistan toplumunda kazandığı sempati ve takdir sayesinde oluşan Osmanlı imajına yer verilmektedir.
225,00 TL (KDV muafiyetli)